Bana öyle geliyor ki hokey çok tehlikeli
Мне кажется, что хоккей очень опасен
Raporlar, fabrikanın çevreyi tehlikeye attığını ve hükümetin daha sıkı denetleme yapması gerektiğini gösterdi
Отчеты показали, что завод угрожает окружающей среде и что правительство должно ввести более строгий контроль
Mağara karanlık ve tehlikelidir
В пещере темно и опасно
Maceracılar, çeşitli tuzaklar ve tehlikelerle karşılaşırlar
На пути искателей приключений встречаются различные ловушки и опасности
Ancak, radyasyonun tehlikeli etkileri henüz tam olarak anlaşılmamıştı
Однако опасные последствия радиации еще не были полностью изучены
İklim değişikliği, çevre kirliliği, ormansızlaşma ve diğer faktörler, Dünya'nın geleceği için büyük bir tehlike oluşturabilir
Изменение климата, загрязнение окружающей среды, вырубка лесов и другие факторы могут представлять серьезную угрозу для будущего Земли