şekil

şekil

форма, образ

Tospik de yine aynı şekilde herkesle arkadaş olmuş

Тоспик точно так же подружился со всеми

Peter ne olduğunu anlamadan kendisini elleri ve kolları bağlı bir şekilde bulmuş

Прежде чем Питер осознал, что произошло, он обнаружил, что у него связаны руки

Polis, olay yerine hızlı bir şekilde ulaştı ve rehineleri serbest bıraktı

Полиция быстро прибыла на место происшествия и освободила заложников

Deprem, 7.2 büyüklüğünde ve şehir merkezinde yoğun bir şekilde hissedildi

Землетрясение магнитудой 7,2 сильно ощущалось в центре города

Seyahat ettiği her yerde, farklı kültürler ve insanlarla tanıştı ve bu da onu büyük bir şekilde etkiledi

Везде, где он путешествовал, он встречал разные культуры и людей, которые оказали на него большое влияние

Bu şekilde Aylin, hayatının en mutlu dönemlerini yaşadı ve tüm hayatını olumlu bir yönde değiştirdi

Таким образом, Айлин пережила самые счастливые времена в своей жизни и изменила всю свою жизнь в положительную сторону

Bu üç insanın hayatı bir gün beklenmedik bir şekilde kesişti

Жизни этих трех людей неожиданно пересеклись в один прекрасный день

Ancak, artık daha fazla bilgi sahibi olduğu için daha verimli bir şekilde çalışabiliyordu

Однако теперь, когда у него было больше информации, он мог работать более эффективно

Ancak o zamanlar Bitcoin henüz çok az biliniyordu ve garson ödemenin doğru şekilde yapılıp yapılmadığını bilmiyordu

Однако в то время биткоин был еще мало известен, и официант не знал, правильно ли был произведен платеж

Kız, üzgün bir şekilde bu sözlere inanmaya başlamıştı

К сожалению, девушка начала верить в эти слова

Yorgun ve üzgün bir şekilde geri dönmeye karar verdi

Усталый и печальный, он решил вернуться назад

Çiftçi, öfkeli ve üzgün bir şekilde tilkiyi yakalamak için uğraşmaya başladı

Фермер, рассерженный и расстроенный, стал пытаться поймать лису

Bu deneyimler benim hayatımı şekillendirdi ve kişisel gelişimime katkı sağladı

Этот опыт сформировал мою жизнь и способствовал моему личностному развитию

Basit bir şekilde ifade edecek olursak, bir kara delik, yoğunluğu ve çekim gücü o kadar yüksek olan bir yerdir ki, oradan ne ışık ne de madde kaçabilir

Проще говоря, черная дыра - это место с такой высокой плотностью и гравитацией, что ни свет, ни материя не могут вырваться наружу

Böylece, elektrik enerjisi, 20. yüzyılın başında pratik bir şekilde kullanılabilir hale geldi

Таким образом, электрическая энергия стала практически доступной в начале 20-го века

Yaptığı çalışmalar, DNA molekülünün ikili sarmal şeklini gösterdi

Его работа показала, что молекула ДНК имеет форму двойной спирали

Bu keşif, evrenin yapısına ilişkin daha derin anlayışlar sağladı ve gezegenlerin hareketlerinin daha doğru bir şekilde tahmin edilmesine yardımcı oldu

Это открытие позволило глубже понять структуру Вселенной и более точно предсказать движение планет

Normal hücreler, vücutta ihtiyaç duyulduğunda çoğalır ve bölünürler, ancak kanser hücreleri kontrolsüz bir şekilde bölünmeye devam ederler

Нормальные клетки размножаются и делятся по мере необходимости в организме, но раковые клетки продолжают бесконтрольно делиться

İnsanların Dünya'yı kullanma şekli, gezegenin doğal denge ve kaynaklarını tehdit edebilir

То, как люди используют Землю, может угрожать природному балансу и ресурсам планеты

Bu kitap, İngiltere'de bulunan bitki türlerini ayrıntılı bir şekilde açıklıyordu

В этой книге подробно описаны виды растений, встречающиеся в Англии

Charles Darwin, 19. yüzyılda evrim teorisini formüle etti ve bu teori sonraki yıllarda geniş bir şekilde kabul gördü

В 19 веке Чарльз Дарвин сформулировал теорию эволюции, которая получила широкое признание в последующие десятилетия

Yazılım testleri yaparak, uygulamanın istenen özellikleri doğru bir şekilde gerçekleştirdiğinden emin oldular

Проводил тестирование программного обеспечения, чтобы убедиться, что приложение правильно выполняет требуемые функции

Yeni tasarım, beklenenden daha hızlı, daha verimli ve daha güvenilir bir şekilde çalışıyordu

Новая конструкция работала быстрее, эффективнее и надежнее, чем ожидалось

Kalite kontrol süreçleri sıkı bir şekilde uygulanarak, her aracın standartlara uygun ve sorunsuz bir şekilde üretildiğinden emin olundu

Процессы контроля качества строго выполняются, чтобы гарантировать, что каждый автомобиль производится в соответствии со стандартами и без каких-либо проблем

Şirket, müşterilerle etkileşimi iyileştirmek ve soruları hızlı bir şekilde yanıtlamak için bu projeyi hayata geçirmeye karar verdi

Компания решила реализовать этот проект, чтобы улучшить взаимодействие с клиентами и быстро отвечать на вопросы