Слово на турецком ifade etmek

ifade etmek[ифаде этмек]
выражать

Senin için ne ifade ediyor?

Что это для тебя значит?

Genç öğrenci ise, üniversite hayatının bazen zorlu olduğunu ve destekleyici arkadaşlara ihtiyacı olduğunu ifade etti

Молодой студент заявил, что университетская жизнь иногда бывает сложной, и ему нужны друзья, поддерживающие его

Basit bir şekilde ifade edecek olursak, bir kara delik, yoğunluğu ve çekim gücü o kadar yüksek olan bir yerdir ki, oradan ne ışık ne de madde kaçabilir

Проще говоря, черная дыра - это место с такой высокой плотностью и гравитацией, что ни свет, ни материя не могут вырваться наружу

Isaac Newton, yerçekimi kanununu keşfetmiş ve fiziksel dünyanın yasalarını matematiksel olarak ifade etmiştir

Исаак Ньютон открыл закон всемирного тяготения и выразил законы физического мира математически

Dans, duygularını ifade etmenin ve özgüvenini artırmanın bir yolu olarak da hizmet ediyordu

Танец также служил способом выражения эмоций и повышения уверенности в себе

Sahneye çıkmak ve kendini ifade etmek için cesaret kazandı

Он набрался смелости выйти на сцену и выразить себя