Ancak, her zaman güçlü kalmaya çalışıyorum ve sorunlarla başa çıkmaya çalışıyorum
Тем не менее, я всегда стараюсь оставаться сильной и пытаюсь справиться с проблемами
Birkaç yıl sonra, armut ağacı artık daha güçlü ve daha büyük bir ağaç haline gelmişti
Через несколько лет грушевое дерево выросло в сильное и большое дерево
Birlikte hareket ederek daha güçlü olabilir ve zorlukları daha kolay aşabiliriz
Действуя сообща, мы можем быть сильнее и легче преодолевать трудности
1960'larda, minyatürleştirme teknolojileri sayesinde, bilgisayarlar daha küçük ve daha güçlü hale geldi
В 1960-х годах, благодаря технологиям миниатюризации, компьютеры стали меньше и мощнее
Bu işlemci, daha hızlı ve daha güçlü olmalı, aynı zamanda enerji verimliliği sağlamalıydı
Этот процессор должен был быть более быстрым и мощным, и в то же время энергоэффективным
Emre'nin vizyonu ve emekleri, kasabanın daha dayanışmacı ve güçlü bir toplum olmasına katkı sağladı
Проницательность и усилия Эмре способствовали тому, что город стал более сплоченным и сильным сообществом