Nisan ayının soğuk, ama açık bir günüydü; saatler on üçü gösteriyordu
Был яркий холодный апрельский день, часы били тринадцать
Yapılan araştırmalar, sürücünün alkol veya uyuşturucu kullanmadığını gösterdi
Расследование показало, что водитель не употреблял алкоголь или наркотики
Araştırmalar, İstanbul'daki kirlilik sorununun sağlık sorunlarına ve turizme zararlı olmasına neden olduğunu gösteriyor
Исследование показывает, что проблема загрязнения окружающей среды в Стамбуле вызывает проблемы со здоровьем и вредит туризму
Raporlar, fabrikanın çevreyi tehlikeye attığını ve hükümetin daha sıkı denetleme yapması gerektiğini gösterdi
Отчеты показали, что завод угрожает окружающей среде и что правительство должно ввести более строгий контроль
Aynı zamanda, sanatçının hayranları ve ailesi için de hayatı boyunca yapmış olduğu eserleri hatırlamaya devam etmeleri gerektiğini gösterir
В то же время для поклонников и семьи художника это также показывает, что они должны продолжать помнить о работе, которую он делал на протяжении всей своей жизни
Denizde ilginç hayvanlar ve bitkiler gösterdi ve onlara deniz hayatı hakkında çok şey anlattı
Он показал им интересных животных и растения в море и рассказал много интересного о морской жизни
Aylin'in hikayesi, hayallerimiz için mücadele etmenin ve pes etmemenin önemini gösteriyor
История Айлин показывает, как важно бороться за свои мечты и не сдаваться
Bu sayede, hem kendilerine hem de diğer insanlara farklı kültürlerden öğrenilecek çok şey olduğunu gösterdiler
Они показали себе и другим, что можно многому научиться у представителей разных культур
Herkes, kendi inançları ve kültürleri üzerinde ısrar ediyordu ve diğerlerine hoşgörü göstermiyordu
Каждый настаивал на своих убеждениях и культуре и не терпел других
Gençliğimde, hayallerimi gerçekleştirmek için çaba gösterdim
В юности я стремился осуществить свои мечты
Yaptığı çalışmalar, DNA molekülünün ikili sarmal şeklini gösterdi
Его работа показала, что молекула ДНК имеет форму двойной спирали
İnsanların hayal ettikleri şeylerin gerçekleşmesinin mümkün olduğunu gösterdi ve geleceğe dair umutlarımızı artırdı
Он показал, что можно реализовать то, о чем мечтают люди, и возродил наши надежды на будущее
Bu muhteşem adaptasyon örneği, bitkilerin doğal seleksiyon yoluyla evrimleştiğini ve çevrelerine uyum sağlamak için benzersiz yollar bulduklarını gösterir
Этот впечатляющий пример адаптации показывает, что растения развиваются путем естественного отбора и находят уникальные способы адаптации к окружающей среде
Bu da Mars'ın bir zamanlar Dünya gibi sıcak ve yaşanabilir bir gezegen olabileceğini gösteriyor
Это говорит о том, что Марс когда-то мог быть теплой и пригодной для жизни планетой, как Земля