Слово на турецком getirmek

getirmek[гетирмек]
принести

Eğer bu olmazsa, geri getirebilir miyim?

Если он мне не подойдёт, могу ли я его вернуть?

Onlar, yerel parkı restore etmeyi ve daha iyi bir hale getirmeyi amaçlıyorlardı

Их целью было восстановление и улучшение местного парка

Bu yeni aktiviteler, hayatlarına renk katmaya ve daha heyecanlı hale getirmeye başladı

Эти новые занятия добавили красок и оживили их жизнь

Bu adam, Aylin'in hayatına tamamen yeni bir renk getirdi ve onu daha da motive etti

Этот человек привнес новые краски в жизнь Айлин и еще больше мотивировал ее

Müşteri yine de memnun kalmadı ve yüzüğü geri getirdi

Клиент все еще был недоволен и вернул кольцо

Bir gün öğrendi ki mükemmeliyetçilik bazen insanları huzursuz edebiliyor ve işleri daha kötü hale getirebiliyormuş

Однажды он узнал, что перфекционизм иногда может сделать людей тревожными и ухудшить ситуацию