bir şey

bir şey

что-то

Böylece önemli bir şey daha öğrenmiş oldum

Так я сделал еще одно важное открытие

Nerede yiyecek bir şeyler bulabilirim?

Где я могу найти что-нибудь поесть?

Yanlış olan bir şeyi biliyordum

Я знала, что что-то не так

Hemen ihtiyarın halini hatırını sorup yardım edebileceği bir şey olup olmadığını sormuş

Он сразу же спросил старика о его самочувствии и поинтересовался, не может ли он чем-нибудь помочь

O, bir şeylerin ters gittiğini anladı ve panikledi

Он понял, что что-то не так, и запаниковал

Bu insanlar, bu durumun farkına vararak bir şeyler değiştirmeye karar verdiler

Эти люди осознали это и решили что-то изменить.

Bir gün, adam karar verdi ki hayatında bir şeyler değiştirmeliydi

Однажды он решил, что должен что-то изменить в своей жизни

O her zaman hayatında bir şeylerin eksik olduğunu hissederdi

Он всегда чувствовал, что в его жизни чего-то не хватает

Ses, sanki bir şeyin acı içinde inlediği gibiydi

Звук был такой, как будто что-то жалобно стонало от боли

Birdenbire, bir arkadaşları birkaç metre ötede tuhaf bir şey gördüğünü söyledi

Вдруг их друг сказал, что увидел что-то странное в нескольких метрах от них