beklemek
ждать
Buluşma noktasında seni bekliyorum
Я жду тебя в месте встреч
Başkalarının yardımlarını beklememelisiniz
Не ждите помощи от других
Beklediğimden gerçekten farklı
Это действительно отличается от того, что я ожидал
Çocuklar her gün bir an önce masal saatinin gelmesini bekleyip koşa koşa Ayşe teyzenin evine giderlermiş
Каждый день дети спешили в дом тети Айше, ожидая, что время сказки наступит как можно скорее.
O gece hiçbirinin gözüne uyku girmemiş ve bir an önce sabah olmasını beklemişler
В ту ночь никто из них не сомкнул глаз и ждал наступления утра
Turizm sektörü, turist sayısının artmasıyla birlikte işletmelerinin kazançlarının da artmasını bekliyor
Туристический сектор ожидает, что доходы его предприятий увеличатся с ростом числа туристов
Ancak hayatı, beklediğinden daha zor hale geldi
Но его жизнь оказалась сложнее, чем он ожидал
Ancak, o sessizce bekledi ve kendine gelmeye çalıştı
Однако он спокойно ждал и пытался прийти в себя
Ahmet, rekabetin artması ve müşteri beklentilerinin yükselmesi nedeniyle sürekli olarak kendisini geliştirmek zorunda kaldı
Ахмету приходилось постоянно совершенствоваться в связи с растущей конкуренцией и повышением ожиданий клиентов
Bu üç insanın hayatı bir gün beklenmedik bir şekilde kesişti
Жизни этих трех людей неожиданно пересеклись в один прекрасный день
Yeni tasarım, beklenenden daha hızlı, daha verimli ve daha güvenilir bir şekilde çalışıyordu
Новая конструкция работала быстрее, эффективнее и надежнее, чем ожидалось