bakış
взгляд
Şimdi bir bakışta Çin ile Arizona’yı birbirinden ayırabiliyorum
Я умел с первого взгляда отличить Китай от Аризоны
Bakışları ciddiydi ve uzaklarda kaybolup gidiyordu
Он задумчиво смотрел куда-то вдаль
Bu, hem insanları birbirine yakınlaştırdı hem de hayatlarına yeni bakış açıları kazandırdı
Это сблизило людей и позволило им по-новому взглянуть на свою жизнь
Bu değişiklikler hayatına renk kattı ve ona yeni bir bakış açısı kazandırdı
Эти изменения добавили красок в его жизнь и дали ему новую перспективу